AK (MIŞ) SALYASI HIRLIYOR KÖPEK

AK (MIŞ) SALYASI HIRLIYOR KÖPEK

Salyasını salmış hırlayan köpek
Söz meydanından kaçarım sandı
Ahlakı çürümüş kokuyor köpek
Diş gösterince korkarım sandı…

Takınca tabanca adamım bildi…
Küçük aklınca mafyamı oldu.
Kimlerin gönlüne korkuyu saldı?
Hırlayınca beni de korkarım bildi…

Bizde yürek var ite pabuç bırakmaz.
Gücü Rahmandan alır, kimseden korkmaz,
Vatan sen gibiyi bağrında tutmaz,
Bu millet ihaneti asla unutmaz…

Ağzınızda küfürle hocalık yapma
Mushaf ’ı okumadan hatime kalkma
Korkarda gücünden susarım sanma
Kalem tutan elleri kınından çıkartma

Sorsam bilmezsin tarihten bir an
Ne bilirsin İstiklali, ne okursun Kuran...
Takiye dir yaptığın, bu değil islam...
Kabul etmez sen gibiyi her iki cihan..

06.02.2007

Sibel Oruç

sevgili hayal_et
Bu başlık denemede de vardı, eleştiriye de açmışsın... bence burada daha iyi olmuş. diğerini sildim ben haberin olaaaaaaaa

KOLAY GELSİN

) bende yanlışlıkla yayınlayamadığımı düşünüp tekrar yayınladım size zahmet olacak tekrar silermisinizz ((( mesajınızı geç farkettim sanırım burası daha uygun açalım bakalım tartışmaya sözü olan söylesin diyelim )

hayal_et demiş ki:

) bende yanlışlıkla yayınlayamadığımı düşünüp tekrar yayınladım size zahmet olacak tekrar silermisinizz ((( mesajınızı geç farkettim sanırım burası daha uygun açalım bakalım tartışmaya sözü olan söylesin diyelim )

valla sözü olan çok gibi, hem gönderdiğin başlık ta kendi içinde keyifli, sisteme esprili taşlamalar da gelebilir Ben de merak ediyorum doğrusu

değirmenin çarkı tıkır tıkır dönüyor ...
ne dere var ne nehir suyu nerden alıyor ????

dedi değirmenci çarkıma çomak sokma
yoluna git eksik etek suyumu bulandırma


))) yahu hala tık yok ben de çomak çok

Çok güzel bir şiir, Aşık Mahsuni eserlerindeki tad var

"Ağzınızda küfürle hocalık yapma
Mushaf ’ı okumadan hatime kalkma
Korkarda gücünden susarım sanma
Kalem tutan elleri kınından çıkartma

Sorsam bilmezsin tarihten bir an
Ne bilirsin İstiklali, ne okursun Kuran...
Takiye dir yaptığın, bu değil islam...
Kabul etmez sen gibiyi her iki cihan.. "

doğru söze ne denir!!! Din üzerinden siyaset yapıp insanların duygularını sömürenlere tokat olsun bu şiir. Kalem tutan eller kınından mayısda ve kasımda çıkacak

saolasın astral kardeş ))
ortalık dolmuş kalleş
çukuru derin kazın...
gömeceğim bayağı bir leş... )

Kaptırdınız gidersiniz
Sözünüzün erisiniz
Ne söyleyeyim canlar
YAHU NE ZOR İŞMİŞ BU...
susmamak lazım da şunu nesir yazsak olmaz mı?

olaaaar valla bana herşey uyar

zorlamayla şiir olur mu?
olsa bile yer bulur mu?
neye niyet neye kısmet?
bende mi şair oldum hayal_et?

hayal_et demiş ki:

saolasın astral kardeş ))
ortalık dolmuş kalleş
çukuru derin kazın...
gömeceğim bayağı bir leş... )

çok sağlamsın beeee

ANAYASASI İNSANIN


Paul Eluard için yazılmıştır

Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!

Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!

Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!

Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman



Can YÜCEL

Kadındı…..Devrimci…

kısık gözlerindeki
hüzün……….
ayın doğmasına benzer
bir parlaklık taşıyordu,
arkada…….

ötekinin,
duygusundan sıyrılmıştı
devrimci kadın….
ve
sarılmıştı ıslaklığına……….

dilsiz
bir güncesi vardı
direnmeye ilişkin
ne
istasyonlardan geçebilmişti yolu
ne
anılar biriktirebilmişti
kırık dökük…………..
yasaktı anılar…………

yasak
ve
uzaktı
hayatı ve her şeyi
değiştirmeye
ilişkin yalanlar…….
hoş bir seda
olamadılar…..
olamadılar,
hiçbir zaman……..

yakınlarda ezildiler….
yan yanaydılar….
konuşamadılar………

bakması farklıydı
dokunması farklı
izler taşıyordu
bileklerinde
ve
izler yüreğinde………..
böyle
büyüttü
içindeki çocuğu
böyle sevdi…..
o,
bir mucizeydi,
mucizelere inandı…………..
inandı
ve
sevdi…………….
kurtulamadığı pisliği,
devrimci kadın…………..
saçlarını okşayarak,
iliklerinden besleyerek………….


güçlü kalemi fotoğraflardaki anlatımınada yansımış güzel insan
Ege Altun dan bizlere armağan

KÖRÜZ BİZ


Ne varsa otu ot çiçeği çiçek yapan
Tan yerinden söken umut ışığı
Sizin olsun çekik gözlü kardeşlerim
Aydınlıklar sizin olsun körüz biz

Bakmayın gözlerimizde yansıyan yıldızlara
Göremeyiz ateş böceklerini biz körüz
Çakıp sönen deniz fenerlerini uzak kıyılarda

Bir bulut ne zamandır üstümüzde
Yurt genişliğinde bir bulut kurşun ağırlığında
Nilüferler sularımızda açar mevsimsiz
Dolanır ayaklarımıza boğum boğum
Yapraklarında iri leş sinekleri uçuşa hazır
Göz göz oyulmuş gözlerimiz biz körüz
Göz çukurlarımızda radarlar fırıl fırıl döner
Körüz el yordamıyla yaşıyoruz bu yüzden

Yeni körler peydahlarız uyur uyanır
Ayak altında eziledursun karınca sürüleri
Ezenlerle bir olmuş yaşıyoruz ne güzel
Çizme onlardan içindeki ayak bizden ne iyi

Körüz biz kör uçuşlara açmışız toprağımızı
Ha düştü ha düşecek çelik gagalardan
Mantar mantar açılan tohumlar sıcakta

Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana
Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan
Körüz gözbebeklerimize mil çekilmiş mil
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk
Tetikte kendi parmağımız yabancının değil

Rıfat ILGAZ

Kimi der ki kadın
uzun kış gecelerinde
yatmak içindir.
Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır.

Nazım HİKMET

BAZEN İNSANLAR ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİR

BİRİLERİ KORKAR BİRİLERİ KORKUDAN NASİPLENİR

KİMİN ÜZERİNE UYDUSA ELBİSE-İ ŞİİR GİYEBİLİR.......

Arabalar 'Ne Olurdu Acaba' Diyen İnsanlarla Dolu

At yarışlarından dönerken
yeşiller içinde bir kadın gördüm
her tarafı göt ve meme--karşıdan karşıya
geçen baygın bir ruh
sarhoş ve yeşil bir antilop kadar seksi
kaldırıma gelince ayağı takıldı ve
yere düştü
öylece pisliğin içinde oturdu durdu
arabamda oturup onu
seyrediyordum
sanki hiç birşey olmamış gibi
öylece kayıtsız hissettim kendimi
bu yeşil yaratığa bakıyordum
aniden 20 metrelik bir kamyon geldi
ve tam kadının önünde durdu
adam inip bayanı ayağa kaldırdı.
beyaz çalışma giysileri içindeki
bu genç adamın yüzü kızardı
kızın vücudu nefisti, gerçekten de öyle
ama düşecek kadar da aptaldı,
yaşamı da öyledir garanti
birer kule misali yüksek topuklar üzerinde
yalpalanmaktadır
durup bembeyaz dizlerini ovaladı
aptal, korkak sarışın ve yalnız genç adam
kadınla konuşmayı sürdürdü
ama kadın birden
en yakın barın nerede olduğunu sordu
adam sırıtarak caddenin sonunu gösterdi
artık pes etmişti
kamyonuna bindi
20 metrelikmobilya, battaniye
ve soba dolusu
caddede yoluna devam etti
yeşil antilop bara girmek üzere
karşıya geçti
sallanarak ve titreyerek
titreyerek ve sallanarak
öyle birşey işte
gözlerimiz ona takılmış
izliyorduk
arkamda arabalar birikmişti
iri yarı biri korna çaldı
vitese taktım
marketin önünde
arabayı ikiye katlayacak
büyüklükteki çukurun önünde
biraz yavaşladım
diğerleri de beni takip etti
çukurun önünde yavaşladılar:
18 arabanın içindeki erkekler
aynı şeyi
kaçıp giden adamı düşünmekteydiler
'ne olurdu acaba' --
güneş batmak üzereydi
trafik ağır ilerliyordu
yaşam ne kadar da dayanılmazdı.

Charles Bukowski


BENDE BU ADAMA BİTİYORUM BE..
NE YAPAYIM

Taşlama bir şiir ile başladı bakın neler paylaşıldı

burada ve bu başlıkta devammm İçi yanmış genç caannların eee biz neyapalımmm

vaaayyy limana gelmiş ilham......
diyorumki aynı yolda yürümeyi başarabilen dostlara... başka neler var hayatta bize hırlayan aba altından sopa gösteren konuşalım yatıralım lima masasına...... sanaldan reel'e ......

Dilin kemiği yok, Ama akılın sınırı bildikleri ile var derler. Biz sadece vatanımıza değil dünyaya sahip çıkalım. Dünyaya sınırları koyanlar düşüncenin bu noktasında değildi.Sınırlar sistemlerini yarattı, şimdi küresellikten söz edenler Isıtıp Kimin önüne sürecekler meraktayım Ve buna inat sonuna kadar direnip olacakları göreceğim, Onların hırs uğruna yok ettikleri gezegende ölüp ölüp dirileceğim. Kimsenin beni katagorize etmesine izin vermeden hemde.