Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 ÖZGÜRLÜK

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 29/12/06

ÖZGÜRLÜK Empty
MesajKonu: ÖZGÜRLÜK   ÖZGÜRLÜK Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 4:14 pm

Kendinizi uzaydan dünyaya bakıyor farzedin! Uzaydan dünyaya baktıgınızda doğadaki herseyi görüyorsunuz. Tek basına yasayan ilkel bir insan gördünüz. Ama hiç bir duyu organını kullanamıyor, yasamını sürdürmek icın hıc bır sılahı yok, bulundugu noktadan 3 saat uzaklıkta bir göl var ve buradada balıklar bulunuyor. Buraya gittiğinde balıkları tutacak hiç bir silahı yok, bir balık yakalamak için 2 saat ugrasmaktadır, bu balıkta ona o gun sarfettiği enerjiyi depolamasına yetmektedir. Bu kişinin 3 saat gidiş, 3 saat geliş ve 2 saat balık tutmak için uğrasması toplam 8 saatini almaktadır. Bunu hergün yapmaktadır. Bu gidiş gelişlerde gittiği yerde bir çizgi oluşmaktadır. Bize biri sorsa bu çizgi nedir diye; biz "hergun gıdıp geldıgım yer" dıye cevap veririz. Yalın ayak gittığinden dolayı ayagında nasırlar olusmaktadır. Ve ulaŞacağı yere giden taşlı bir yol daha vardır ve ayağı nasırlı oldugu icın bundan etkilenmemektedir. Bu yol ise 2 saat sürmektedir, gelişte 2 saat sürmekte, balık tutması da 2 saat sürmekte. Toplam 6 saatini bu işe harcamaktadır. Eski gittiği yolu artık tercih etmeyecektir çünkü arada 2 saatlik fark bulunmaktadır. İşte bu 2 saat o insanın ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ifade etmektedir. O 2 saatte istediğini yapabilir o insan. Bu aşamada insan hem tarihi hem kendini değistirmiştir. Yeni yolu seçip eskiyi bırakması tarih kavramını ortaya çıkarmasına yol açmıstır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 29/12/06

ÖZGÜRLÜK Empty
MesajKonu: Geri: ÖZGÜRLÜK   ÖZGÜRLÜK Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 4:15 pm

KÜÇÜK PRENS

23. BÖLÜM

“Günaydın” dedi küçük prens.

“Günaydın” dedi satıcı. İnsanların susuzluğunu gidermek üzere hazırlanmış tabletler satardı. Haftada bir kez bu tabletlerden aldınız mı, o hafta hiç susamazdınız.

“Peki bunları niçin satıyorsunuz?”

“Çünkü bu, insanlara çok vakit kazandırıyor. Uzmanlar bunun araştırmasını yaptılar. Haftada tam elli üç dakika kazanıyorsun.”

“Peki bu elli üç dakikada ne yapıyorlar?”

“Canları ne isterse.”

“Eğer elli üç dakikam olsaydı,” dedi küçük prens, “bir su pınarına doğru ağır ağır yürürdüm.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 29/12/06

ÖZGÜRLÜK Empty
MesajKonu: Geri: ÖZGÜRLÜK   ÖZGÜRLÜK Icon_minitimeC.tesi Tem. 12, 2008 4:22 pm

Bize özgürlük'ten söz et, dedi...
Ve El Mustafa yanıtladı:

Kentin kapısı önünde ve ocaklarınzın başında özgürlüğünüze tapınmak üzere yere kapanmış olduğunuzu görmüşümdür...

Bu tapınmalarınız sırasında,kölelerin,kendilerini ezip öldürmekte olan bir zalim buyrukçunun karşısında eğildikleri gibi öne kapanmıştınız...

Hatta aranızda en özgür diye bilinenin bile,tapınağın korusunda ve burçların gölgesinde özgürlüğünü bir boyunduruk ve kelepçe gibi taşımakta olduğunuda görmüşümdür...

Ve içim sıra yüreğim kanamıştır;ne zaman ki özgürlüğün arama tutkusu dahi sizi rahatsız eder ve özgürlüğün bir erek ve tatmin olduğuna dair konuşmayı keserseniz, işte ancak o zaman özgür olabilirsiniz...
Ne zaman ki günleriniz ihtiyaçları düşünmeden ve geceleriniz de bir pişmanlık ve tutkuyla dolu olmadan geçer, işte o zaman gerçekten özgür olursunuz...

Daha doğrusu bu gibi dertler yaşantınızı alt üst ettiği halde kendi bağımsızlığınız ve isteğinizle bunların üstesinden gelebildiğinizde özgür olabilirsiniz...

Ama idrakinizin sabahında,öğle saatlerinize vurduğunuz zincirleri kıramazsınız,gecelerinize ve gündüzlerinize nasıl üstün gelebilirsiniz...?

Oysa gerçekten,sizin özgürlük dediğiniz bu zincirlerin en sağlamıdır,ama her halkası güneşin ışınlarıyla parıldamakta ve gözlerinizi kamaştırmaktadır...

Ve özgür olabilmeniz için,kendi benliğinizin görüntülerinden uzaklaşmanız gerekir değil mi..?

Diyelim ki,bu görüntülerden biri adil olmayan bir kanun,ama onun sizlerin alnına yazmış olan yine kendi ellerinizdir...

Alnınıza yazmış olduğunuz bu kanunun,ne kanun kitaplarını ateşe atmakla,hatta ne de okyanusun bütün suyuyla yargıçlarımızın alınlarını yıkamakla silip-temizleyebilirsiniz...

Ve diyelim ki,kendisinden kurtulmak istediğiniz bir despot var,ilkin onun içinizde kurmuş olduğu saltanatı yıkmanız gerekir...

Çünkü,bir zalimin özgür ve başı dik insanlara hükmedebilmesi için,onların özgürlüklerinde bir zulüm ve gururlarında bir utanç bulunması gerekmez mi...?

Eğer kurtulmak istediğiniz bir dertse,bilin ki bu derdi bir başkası değil kendiniz kendi başınıza sarmışsınızdır...

Ve eğer kurtulmak istediğiniz görüntü bir korkuysa, o korkunun yerleştiği yer kendisinden korkulanın eli değil,sizin yüreğinizdir...

Gerçek şudur ki,varlığınızın içindeki her şey birbiriyle sarmaş dolaş devinmektedir..Arzulanan ile korkulan,nefret edilen ile kutlanan,kendisine yönelilen ve kaçılan birbirine girmiştir...

Bütün bu nesneler,sizlerin içinde birbiriyle kesişen gölgeler gibi çift çift gezinmektedir...

Ve ne zaman ki bir gölge soluklaşıp silinir,gerideki ışıklardan biri öne çıkar ve bir başka gölgelyle ışık olur...

Bu nedenledir ki,özgürlüğünüzün kendisine vurulmuş olan zincirlerinden kurtulduğunda,daha büyüyecek bir özgürlük zinciri olur...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ÖZGÜRLÜK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Akademik Forumlar :: Felsefe-
Buraya geçin: