Sıkıldım artık..
Her şeyden!
Aklımda binlerce cümle akıp giderken hayata dair, bir elvedadır söyleyemediğim sadece. Çünkü geride kalacaklardan çok, en çok belki de ölümden korkuyorum…
Kim bilir, belki hayatıma son vermek içindir bunca yaşama istediğim. Lakin sözlerin tükendiği, cümlelerin noktalandığı bir vakit gelip çatıyor, insanın boğazına düğümleniyor hatıralar. Çöz çözebilirsen…
Ben çözemedim, çözemiyorum da zaten.
Kim bilir belki çözerim ama buna gücüm var mı, bilmiyorum…
Kalabalık yalnızlıklar içinde boğuluyorum. Oksijensiz kaldığım günlerden hesap sormam gerekiyor beklide. Sonra boş ver diyorum, solduğum havanın ne kadarı oksijen ki?
Herkesin boş bakışlarından, bomboş yaşamlarından cümlelerinden sıkıldım.
Herkesin cümlelerindeki ‘ben’ler den ve beni yargılamalarından. Kendilerini bilmeden daha, etrafa saldırmalarından. Ortada görünecek onca gerçek varken kendi gerçeklerini –gerçek olmamalarına rağmen, kabul ettirmeye çalışmalarından ve tartışılan her konuda karşısındakini dinlemeden kafasındaki cümleleri kurmalarından… Ve bunun gibi binlerce şeyden sıkıldım. Nefeslerim taşıyor artık çiğerlerimden. Aldığım nefes hava mı?
Karanlıklar paklıyor insanları, öğrendim. Yalnızlık en büyük düşmanları vede.
Anladım ki insanlar neden bu kadar kaçar yalnızlıktan ve yüzleşemezler kendileriyle… Aynaya sadece saçını ve başının şekli için bakan, ruj süren parmakları kaymasın diye dikkatini kabartanlardan da sıkıldım. Aynaya baktığında kendilerini görmeyip, dışındaki maskeye boyananlardan sıkıldım. Dünyaya gülen ruj lekeleri bırakanlardan da…
Bırakıp gitmek istediğim vakit dünyayı, arkamda siyah güneş gözlükleri arkasından ağlayacak insanlar istemiyorum. Ve rimel lekeleri bulaşmasın artık pudralanmış yüzlerine. Bırak beni, bu dünya ait değilim…ait olmadım da… başkalarını düşünerek yaşayamayacağımı anladım artık. Başkalarını umursamak kendimi ihmal etmekmiş, öğrendim… Ve bu hayatta öğrendiğim en önemli şey kendim oldum. Ben aynalara süslenmek için bakmadım belki evet ama, pişmanlığım bu değildir. Benim bakacak hiç aynam bile olmadı. Her baktığım ayna farklı bir insan sunar bana. Her baktığım aynada bir başkası beni yargılar yüzle baktı. Boğazıma kadar yumruklandı sıkıntılarım, kusamıyorum… Mısralarım kısır kaldılar artık. Yazdığım harfler anlamsız kelime yığınları… Sadece durup düşünmek lazım… Sadece yaşayıp görmek..
Mısralarım kısır kaldı artık
Ne kimseyi anlatabiliyor,
Ne de anlayabiliyor etrafındakileri…
Sağır cümleler kuruyorum,
Hayattan bağımsız,
Ölüme güdümlü!
Dillerini kestim kelimelerin,
Ve sürekli yargılayan cümlelerin…!!!
Elbet gelecektir sonu,
‘Ben’cil alınan nefeslerin…