Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Boşluk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kseniya
sarı
sarı
Kseniya


Kadın
Mesaj Sayısı : 40
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 27/11/08

Boşluk Empty
MesajKonu: Boşluk   Boşluk Icon_minitimePaz Kas. 30, 2008 4:54 pm

Boşluk N546123722_1211806_3420

Neyin nesi diye sorduğumuz bu hayat kavramını, şu dünyada tam anlamıyla açıklayabilmiş bir varlık olduğunu sanmıyorum. Somut bir kavram gibi görünen; fakat nereden geldiği belli olmayan bir sözcükten kim, nasıl bahsedebilir ki?
Bazıları beynindeki sözcükleri kurcalayıp. Onlardan bir cümle kurar. Ona göre hayat tek bir cümledir. Bazıları da maksat anlamını anlatmış olmak için, bildiği tüm sözcükleri kullanır. Onlar gerçekten söyledikleri, ifade etmek istedikleri cümlelere inanırlar mı? Belki de inanırlar! Bilinç altlarına işlemiştir bir kere kafalarındaki "hayat" kavramı. Başkası ne derse desin onun için hayat hep aynı "hayat" olarak kalacaktır. Şimdilik benim gözümde hayat, keşfedilmemiş bir boşluktur. Kim biliri belki bir gün ben keşfederim de, o zaman bu keşfedilmemiş boşluk kavramı da silinir aklımdan. Hayat bir yolculuktur deriz. Kimse düşünmüş müdür peki, bu yolculuğun nasıl bir yolculuk olduğunu? Ya da bu yolculuğun nasıl bir yolculuk olduğunu?
Bir otobüstesin... İki katlı, üst tarafı beyaz, alt tarafı siyah bir otobüs. Otobüse seni annen ve baban bindirir, ama onlar da bilmez otobüsün nereye gittiğini. Beyaz boyalı üst kata oturursun ilk bindiğinde. Çünkü beyaz olan kat senin daha çok hoşuna gider. Yolcular yavaş yavaş doluşurlar otobüse; ama ne gariptir ki kimse nereye gittiğini, neden gittiğini bilmez. Bir kaynaşmadır başlar yolcular arasında. Sonra bir dinlenme tesisine girer otobüs, dışarı çıkıp hava alırsın. İçine çektiğin hava var olduğunun bir kanıtıdır. Sonra yolculuk devam eder. Yolcular arasında haylazlar da çıkar. Başlar bir tartışma otobüsün üst katında. Senin de sinirlerin gerilir ve kötü, kırıcı sözler söylersin. Yolcular arasında artık sevilmemeye başlarsın. Yalnızlık duygusu kaplar benliğini. Git gide bu öfkeye dönüşür ve karanlığa düşersin. Yolcular da seni üst katta istemiyorlardır zaten ve otobüsün alt katına inersin. Yani siyah boyalı katına. Orda kimsecikler yoktur, aslında vardır da sen göremiyorsun karanlıkta. Oturmak istemezsin oradaki koltuklara, çünkü hiç rahat değildirler. Sonra kolundan çekip durur oradakiler. Zor kurtulursun ellerinden, arkasından da şoföre bakmaya gidersin, lakin onu bir türlü bulamazsın. Bir yandan yalnızlığın verdiği öfke, bir yandan da karanlık korkusu seni deliye çevirir ve hıçkırıklara boğulursun.
Derken yukarıdan gülüşme sesleri gelir. Ne kadar da mutlular diye öfkelenirsin. O sırada üst kattan biri gelip "ağlama" der sessizce, seni elinden tutup yukarı çıkarır, ondan kurtulmaya çalışmazsın. Zaten olmak istediğin yer burasıdır. Yine de yaptığın davranışlar nedeniyle onlardan utanırsın. Ama güzel bir söz öğretmişti sana annen. O söz aklına gelir ve "özür dilerim" dersin. Herkesin yüzündeki soğukluk, tebessüme dönüşür, sarılırlar sana. Artık mutlusundur. yolculuğunu hep yanındaki sevdiklerinle geçirmek istersin. Senin için hayat budur. Karanlığa düştükten sonra aydınlığın değerini anlarsın. Böyle giden bir yolculukta şoför bazen hızlı gider, bazense yavaş. Ama şoför artık daha da yavaşlamaya başlamıştır ve sen etrafındakilerin de yavaşça ortadan kaybolduklarını görürsün. Otobüsün her durmasında birkaç yolcu azalıyordur.
Otobüs de gittikçe yavaşlamaya başlamıştır. Yavaşlamasıyla kendinde de bir huzursuzluk hissedersin. Camdan dışarı bakar ve otobüsün bir uçuruma yaklaştığını görüp titremeye başlarsın. Şoföre "dur" diye bağırırsın; fakat... artık çok geçtir. Otobüs uçurumu geçmiştir. Belki de hayat böyledir. Sonu olan bir yolculuk. Bir otobüs yolculuğunun sonu olduğu gibi hayat da bir gün son bulur. Önemli olan aydınlık bir hayatta yaşamaktır. Karanlığa girmeye de, aydınlığa girmeye de sen karar verirsin.
Hayatta bazen mutlu, heyecanlı, bazen de mutsuz ve yorgun olmak da senin elindedir.
Çünkü hayatın şoförü insanın kendisidir!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Boşluk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Akademik Forumlar :: Deneme-
Buraya geçin: