Seni anmak, seninle yanmak, birgün döneceğini sanmak değişmez kaderim oldu. Sen benim çok özelim, çok güzelim, güç aldığım gizli elim, vazgeçilmezim, unutulmazımsın!
Kafam daraldı daraldı, hafızamda bir ismin kaldı; gözlerim karardı karardı, karşımda bir resmin kaldı. Resmin bana bir sevgiseli olup bakarken, ben bir nehir olup ummanına akarken; mümkün mü mutlu olmak sen içimde eserken?
Huzursuz akşamların koynunda uyumadan uyanıp yeni bir güne başlarken; ben bu milyonluk şehirde bir apartmanın dördüncü katında sensiz bir başıma yaşarken, şaşkın umutlarım gözlerimde uçuşurken ve araçların homurtusu geceye meydan okurken; yollar alır gider beni dönemem.
Bir bitmeyen sevdasın esen başımda, bir gizemli masal, bir deniz rüyası, bir sancı, bir acı, bitiremediğim bir öykü, yakamadığım bir kitap, bir ömür yettiremediğim bir derince iz, ömrümce çözemediğim bir giz; ne yapsam, ne etsem, boştur ne desem; olamıyorum sensiz!
Dalgaların kumsalı öptüğü yerde, senin gittiğin ve benim dönmeni beklediğim yerde, eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, inan seninle başka olurdum, bütün bedenimle aşka olurdum ve eski günlerdeki gibi çocuk, eski günlerdeki gibi mutlu olurdum.
Öyle yukarılarda durma, biraz aşağı in ki, anlaşılsın derinliği sevginin; benimki ölçülere sığamaz, ama ölçütleri anlaşılsın senin ki; yukarılardan bakıp ta vurma, kalbimi bir aç ta bak, anlarsın mutlak; dikkat et, kırılgandır savurma, mevsimsonu kırlangıçların gitme zamanıdır, bakarsın dinmeyen fırtınalar başlar, yeryüzünde ağlar bütün aşklar, başlar içindeki derin sızın ansızın, ne bir dostun kalır ne eski hızın, şimdi bende olanlar sende de olur; uzun uzun bir hüzün...
Hülyalı gözleriyle bir aşık, sarmış bedenini rengarek sarmaşık, bir mutlu, bir hüzünlü karışık, ayrılıklara, terk edilmelere alışık, gördüğü masal dünyasında bir ışık,
ışığın sonunda sen, az ötede karanlıklarda bekleyen ben, ne olur eskileri unut; bu karanlıklarda uzanan ellerimi tut, beni tut, yüreğinin en güzel köşesine oturt; deniz altta kalsın üstümde bulut; ne olur tut ellerimi çıkar, ne varsa eskilerden unut; acılardenizinde boğuluyorum, bir batıyorum, bir çıkıyorum, dalgalar beni aşıyor tutunamıyorum, yazık, eyvah çok yazık!...Boğulduğumu anlıyorum...