| Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Perş. Nis. 23, 2009 6:44 am | |
| LiMaN sanat paylaşım Çağdaş Eğitim ve uygulama okulunda | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 12:32 am | |
| Harun Antakyalı Çağdaş eğitim uygulama okulu Resim kulübü ile birlikte yaptığı workshop çalışması 14 mayı2 2009 perşambe günü bir açılışla izleyicilere tanıtıldı. Sanatçı çocuk, çocuk sanatçı projesi ile geçen yıl okul öncesi çocuklarla bir çalışma gerçekleştiren sanatçı bu çalışmada zihinsel engelli çocuklarla birlikte bir ilki gerçekleştirerek dev bir duvar resmi çalışması yaptı. Engelli çocuklarla yaptığı çalışma için " Bu güne kadar yaptığım ve unutamayacağım en heyecanlı ve duygulu çalışma oldu" diyen Antakyalı Daha Yeni başladık Lütfen izlemeye devam edin diyerek zihinsel engelli çocuklarla ileride yapacağı çalışmalara da ip uçları verdi. | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 12:34 am | |
| | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 12:36 am | |
| | |
|
| |
rose Moderator
Mesaj Sayısı : 301 Yaş : 54 Kayıt tarihi : 25/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 12:38 am | |
| Müthiş bir çalışma oldu, Kutluyorum. SANAT ENGEL TANIMAZ | |
|
| |
gezgin göşkuşağı (onursal üye)
Mesaj Sayısı : 297 Yaş : 45 Kayıt tarihi : 01/05/07
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 12:44 am | |
| kutluyorum, müthişşşş. facebook da takip ediyorum, Harikasınız | |
|
| |
sahil yeşil
Mesaj Sayısı : 74 Yaş : 64 Kayıt tarihi : 24/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 7:25 pm | |
| zihinsel engelliler haftası kapsamı içinde yapılan tüm etkinliklerin, diğer zamanlarda da sürmesi dileği ile, Çok güzel bir çalışma emeği geçen herkesi Öğretmenlerini ve Harun Antakyalı'yı yürekten kutluyor, çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyorum. | |
|
| |
Harun Antakyalı sarı
Mesaj Sayısı : 23 Yaş : 59 Kayıt tarihi : 20/10/08
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Cuma Mayıs 15, 2009 7:30 pm | |
| özverili öğretmenlerini ve çocukları tek tek saygı ve sevgiyle kutluyor,selamlıyorum. Herşey çok güzeldi.. Elimden geleni yapmaya herzaman hazırım. H.A | |
|
| |
SpYd0gS Moderator
Mesaj Sayısı : 301 Kayıt tarihi : 20/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Paz Mayıs 17, 2009 1:22 am | |
| herkesi kutluyorum, süper bir çalışma olmuş.... | |
|
| |
rose Moderator
Mesaj Sayısı : 301 Yaş : 54 Kayıt tarihi : 25/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Perş. Mayıs 21, 2009 1:22 am | |
| | |
|
| |
tuğçe gri
Mesaj Sayısı : 13 Yaş : 36 Kayıt tarihi : 05/09/07
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Perş. Mayıs 21, 2009 1:37 am | |
| | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Salı Haz. 02, 2009 2:32 pm | |
| Zihinsel engelli çocuklar engel tanımazlar ellerinden tutalım yeter. Muhammed Emrebaş Arkadaşlarının sözcüsü olarak canlı radyo proğramında. Bazı anlar vardır duygular mantığın önüne geçerler.. Bu anlar gerçeğin ta kendisidir. Teşekkürler çocuklar, Harikasınızzzzzzz Annesine ve stüdyo dışından bizi izleyenlere Buradayım işte dedi ve el salladık Muhammed Emrebaş 'ın "trt de hiç resim yokmu? isterseniz duvarlarınıza resim yapalım " dediği an | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Salı Haz. 09, 2009 4:08 am | |
| | |
|
| |
LiMaN Administrator
Mesaj Sayısı : 1977 Kayıt tarihi : 10/12/06
| Konu: Dilek şener karaaziz in yazısı Çarş. Haz. 10, 2009 5:03 am | |
| | |
Sanat “ENGEL” tanımaz!..
Sanatı bilmek, anlamak, ilgi duymak, konuşmak, paylaşmak, gezmek, görmek kısaca yaşamın içine almak insana kişilerarası ilişkilerde farklı bir perspektif sağlar. Kısa bir süre önce yine bu sayfalarda “Dünyaya Çocuk Gözünden Bakabilmek” adlı bir yazı yazmıştım. Bu yazımı hatırlayarak yetişkin bireyler adına kurduğum söze başlama cümlemin ardından yine çocuk resimleriyle devam etmek istiyorum. Çocukları resimler yoluyla anlamak da kişiye farklı bir bakışla onların dünyasının cümlelerini okuyabilmek yetisi sağlar. Demek ki sanat hangi yaşta olursak olalım hepimiz için ortak bir buluşma ve anlaşma alanıdır. Cathy A. Malchiodi’nin “Çocukların Resimlerini Anlamak” adlı kitabından da aynı yazı içerisinde söz açtığımı anımsıyorum. Şimdi aynı kitabın kılavuzluğuna yeniden ihtiyacım var; sözü getirmek istediğim yöne doğru çevirmek için. Bir çocuğun çizgilerinden tutun da lekelerine, imgelerine, resimlerdeki nesnelerine ve hatta renge varıncaya kadar yapmış olduğu resimlerin kendi yaşamıyla, gördükleriyle, anımsadıklarıyla paralel olduğunu okuyorsunuz “çocuk resimleri” üzerine yapılan ve yıllar süren geniş araştırmanın kitabında. Son sayfalarına doğru yedi yaşındaki lösemi hastası bir erkek çocuğun yapmış olduğu üzeri “kırmızı” şişliklerle kaplı “dünya” resmi ilgimi çekmişti. Hastalığının kendi belleğine yerleştirdiği gerçeklik zincirinden boşalan ne varsa, özetle, kare formlu yumru yumru şişiklerle bir krater göletine dönen yüzeyiyle ve fakat bunlara rağmen gülümseyen bir “dünya” resmi.
Çok merak ediyorum aynı resmi yetişkin bir bireyden istesek bize nasıl bir dünya çizebilir? Örneğin bir siyasetçiden, öğretmenden, avukattan, doktordan ve de bir gazeteciden.
Herkes o kadar meşgul ki, durup, bir “dünya” resmi çizmekle zamanı geçirmeye ne gerek var?
Zamanla yarışmak varken!
Çok özür dileyerek yaptığım “büyük yanlışın” farkına vararak cümlemi düzeltiyorum: “Zamana kafa tutmak varken!”
Bence herkes koşuşturmacaya bir es verip kendi önündeki bir kâğıda “dünya” resmi çizsin:
Dürüstçe.
Samimi.
Katışıksız.
Kuralsız.
Kanunsuz.
İnsanca.
Ve de çocukça.
Yedi yaşındaki lösemi hastası çocuk üzeri şişliklerle dolu ama yine de gülümseyen dünyanın hemen yanına da şu mesajı eklemiş:
“Seni seviyorum. Bu dünya. Üşümüş ve diken diken olmuş.”
Resme her bakışımda, gözleri kocaman, gülümseyen yamru yumru dünyanın, hem hasta bir çocuğun bedenine gizlenen duygularını, acılarını, yaralarını, hem de üzerinde yaşamamıza rağmen onun yalnızlığını düşünüp duruyorum. Her sanat yapıtı gizli anlatımlarla doludur. Gerek resim olsun, gerekse diğer disiplinlere ait bir yapıt, sonuç olarak, mesaj taşımasının önemi, sonunda gösterileceği ve farklı bir gözün üzerinde gezinerek onun düşünce dünyasını harekete geçireceği düşünülerek kendi bedeninde can bulur. Pek çok çocuk içinse resimlerinin başkaları tarafından görülebileceği yerlerde sergilenmesi olumlu bir deneyimdir.
Geride kalan bir özel güne daha doğrusu haftaya parantez açmak istiyorum. Parantezin içine dolan cümlelerin fazlalığı, aslında konunun ne kadar önemli ve “özel” gün olmaksızın her zaman gündemimizde olması gerekliliğini gösteriyor. Her yıl “10–16 Mayıs” tarihleri arasında kalan günler Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede “Engelliler Haftası” olarak kutlanıyor. Gündemden düşmeyen “sevgi” dolu yazılar bana daha çok sanki yıl boyunca bir kenarlara itilmiş ve “gün” gelip çattığında modaya uyarak beynin “hatırlanma” lobundan çıkıp sayfalara dökülüyor, gibi geliyor. Çok değerli köşe yazarlarımız da güzel şık cümleler içinde “vicdan muhasebesi” yaşatıyorlar bizlere, yazılan bir günlük yazılar içinde.
“ENGEL” günlük bir olay değil!
Doğum ve ölüm ne kadar gerçekse “ENGEL”de yaşamın içinde olan ve her an hazırda, birimizi yakalamak için bekleyen bir o kadar gerçektir. Ya “yok” sayıyoruz kendi dünyamızda ya da “gün” geldiğinde abartarak bir yerlere yazılar bırakıyoruz.
Önemli olan her gün anımsamak ve onların dünyasına kendimizce gayret edip sızabilmek. Ellerinden tutabilmek sevgiyle, içtenlikle.
Yaşam ne kadar zorlu olursa olsun herkesin gülmeye ihtiyacı var!
Yaşam süreçleri, kendilerine ayrılmış özel mekânlarda geçiyor. Çoğu zaman gözlerden uzak tutuluyorlar aileleri tarafından ayrılan bu yaşam birimleri içinde. Çoğu dışarıya çıkmıyor, çıkamıyor, bizlerin arasına dağılamıyor. Yolda yürürken onlardan birine rastlamayışımızın sebebi de bundandır. Rastladığımızda ise “öteki” gibi anlamlı bakışımız ise aslında kendi yaşamlarımızın gerçekliğinin yüzümüze vuruşudur. Dört duvar odalar arasına kalan dünyalar onlarınki. Soralım şimdi:
“Kim geçirmek ister bir odada tüm yaşamını?”
Özgürlük sınırlı, özgürlük barikatlı, özgürlük sadece onlara uzanacak bir elin arasında saklı. Bazen de hayatın onlara sunduğu “engel” sürprizi yetmezmiş gibi gözden uzak tutulmak adına ailelerinin kendi “utançları”nın gizliliğinde zincire vuruluyor çoğunluğu.
Korumak mı? Evet, onları yaşamın tüm zorluklarından ve kötülüklerinden korumak gerekiyor. Çünkü eşit şartlarda yaşam hakkı hepimizin. Ama yaşam onlar için “ENGEL”lerle dolu. Engelli bir kuyu. İçinde ilerlerken kendilerince önlerine çıkacak her sürpriz için tutunacak bir ele, yaslanacak bir omuza ihtiyaçları var. Ama korurken de ellerini bırakmamak gerek.
Geçenlerde yakın sanatçı dostum, yürek adamı Harun Antakyalı güzel bir mesaj yazdı. Aynen aktarmak istiyorum:
“Sabah erken kalkıp program yapmıyordum yıllardır. Artık programımı belirleyen dostlarım var. Direkt sevgi, direkt dostluk bağı ile hem de. İçten pazarlıkları yok, "NEYSE O".
Neleri unuttuğumuzu vurup duruyorlar yüzüme. Sorularına soru ile karşılık vermeyi öğrendim diyaloglarımızda:
- Beni sevdin mi? sorusuna,
- Sen beni sevdin mi? demek gibi…
Sevmemişlerse seni direkt söyleyiveriyorlar. ‘MASKE YOK!’
Sen de onu sevmeyebilirsin (ama o sevmemişse)…
Sabah sıcacık sarılıveriyorlar. Çoğu kelimelerle ifade edemiyor kendini. Bedensel engel de eklenmiş bazılarına. Özverili öğretmenlerin kutsallığına tanık oluyorsunuz kapıdan girdiğinizde. Kapılarında kilit yok. Güvenlik ağabeyler, ablalar yok. Bırakamıyorsunuz sevginizi dışarıda.
Ankara Çağdaş Eğitim ve Uygulama Okulu’nda (devlet okulu) okuyan, çoğu dar gelirli ailelerin çocukları onlar. Mahallelerinde bulamadıkları sevgi ve saygıyı bu çatı altında tadıyorlar. Bazılarının velisi dolmuş parası bulamamaktan katılamıyormuş, veli bilgilendirme seminerlerine, gelebilen giderken eğitimcilerden borç yol parası istiyormuş… Eğitmenler gönderiyormuş evlerine onları (üç kuruşluk maaşlarıyla).”
Anlatmaya devam ediyor Harun, her pazartesi günü okullarında down sendromlu yaşları 6 ile 35 arasında olan arkadaşlarıyla birlikte nasıl İstiklal Marşı okuduğunu… Bir süre sonra 6 ve 20 yaş arasındakilerle özel bir grup oluşturdu sanatçı. Okullarının beyaz duvarlarındaydı sevgili sanatçımın gözü. Ben iyi tanırım Antakyalıyı… O geniş yüzeylerin özgür insanıdır. Çok konuşmaktansa, yüzeylerini boyamayı ve atölyesinden bizlere seslenmeyi sever. Gün gelir gecenin bir yarısı çalınır telefonum, sesi heyecanlıdır, boya kokusu vurur atölyenin geniş duvarları arasından kendi salonuma ve der ki: “Müthiş bir tuval boyadım dostum, yarın mutlaka görmelisin.” Ertesi gün yolumun yönü belliyse de ilk iş uğramaktır Harun’un yanına. Geceden kalma tuvallerin taze boya kokusu arasında kaybolmak herkese nasip olmaz. Çok şanslıyım. Veya bir mesaj yazılır telefonuma günün, gecenin bir vaktinde. Saklarım tüm mesajları ondan gelen. Ertesi gün boyadığı kırmızı tuvali, maviyi ya da sarıyı görmek için başlamışımdır günün ilk saatlerine. Ve anlatır Harun Antakyalı bahçeden kopardığı otu ona uzatan Ayşegül’ü. Saçlarına taktığı okul bahçesindeki incecik otlarla nasıl eğlenileceğini öğretir önce Harun’a sonra da bizlere Ayşegül. Sahi, en son ne zaman böylesi çocukça bir oyunla eğlendiğinizi hatırlıyor musunuz? Özgürce dolaşılan bayırdan, ovadan, dağdan kopup gelecek bir ince dalı saç tellerinin uykusuna yatırıp, öyküler anlatmayı ne zaman denediniz en son? Tepeden, yüksek apartmanlar arasından seyre daldığınız bir şehrin içinde kaybolmak, insanlara bakarak, onların telaşından kendinize neşe dolu anlar çıkararak. Sadece bununla da kalmayıp “ne kadar şanlıyım” diyerek yürümek. Rüzgara karşı. Kalabalığın uğultusunda belki bir şarkı mırıldanmak. Aklıma geldi yine Harun’un anlattığı Ayşegül. Ve diğerleri Muhammet, Burak, Beytullah, Yonca, Furkan, Melike… Yaşamın “ENGEL” ağırlığı yetmezmiş gibi isimlerinin anlam yükünü de omuzlayan çocuklar.
“Nerelerdesin?” diye sormuşlar günün birinde Harun’a…
“Sahi, neredeydim ben?” demiş kendi kendine figürün özgür ruhlu çocuğu.
Neredeyiz bizler? Sizler? Onlar?
Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Çağdaş Eğitim Uygulama Okulu’nun resim öğretmenlerinin daveti üzerine Harun Antakyalı ve zihinsel engelli öğrenciler Mart ayından bu yana 50 metrekarelik bir duvar resmine ve 14 Mayıs günü açılışı yapılan 35 resme imza attılar. Serüven hala devam ediyor. Yaz döneminde içlerinden sekiz kişiyle atölyesinde çalışacak Antakyalı. “Sanatın Gücü” adı altında oluşturulan proje, toplumun zihinsel engelli çocuklara karşı önyargısını yıkmayı, toplum ve engelliler arasında sanat aracılığıyla bir köprü kurmayı ve öğrencilerin kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlamayı amaçlıyor. Kısacası onların hayatla kaynaşmasını sağlamayı planlıyorlar. Ve gündeme taşımayı. “Biz de varız, buradayız, hep buradaydık” diye bizlere hatırlatma olarak görüyorum ben bu projeyi. Öncelikle öğretmenler ve aileler çocuklardaki bu workshop çalışması sonunda özgüvenin arttığını gözlemlemişler. “Özgüven” onların mutluluğunu perçinlemiş hayata. Bu çocukları yaratıcı dünyanın özgür sularına çekebildi sanatçı. Bu nedenle duvara attıkları her rengin, çizdikleri her nesnenin saflığına inanıyorum. Onlar da yeşil yeşildir. Kırmızı ise kırmızı. Balık belki turuncu ağaç belki mor amma, ille de özgürdürler ya! İşte en önemli olan yanı budur kantin duvarlarındaki resimlerin dilindeki şifre sözcükler. Proje mimarlarından Zihinsel Engelliler Danışman Öğretmeni Gültaze Yıldız, proje ile engellilerin de başarılı olabileceklerine dikkati çekmek istediklerini söyledi. Çağdaş Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi danışman öğretmenleri Ayşe Kemer, Sibel Özgür ve Nazmi Kaygusuz ile birlikte projeyi hazırlayan Zihinsel Engelliler Danışman Öğretmeni Gültaze Yıldız yaşamlarıyla bu çocuklara destek olmaya ve onları hayatın her anını eşit olarak solumaya gayret ediyor. Tüm çocuklar da ünlü bir ressamla hem de Harun Antakyalıyla çalışmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
Bu yaz Harun’un atölyesinde sıkça vakit geçireceğim bir gerçek. Yüzeylere dokunan güzel parmaklardan akacak içsel dünyaların içinde gezinebilmek ve yaşamıma yeni dostlar katabilmek için…
Harun Antakyalı kim mi? O bir SANATÇI!
SORU: Yaşam felsefeniz nedir?
a- YAŞARIM
b- YAPARIM
c- TÜKETİRİM
d- HEPSİ
e- HİÇBİRİ
Sonuç olarak sanat sizin için bir “engelse” zaten yaşamak, yapmak ve tüketmenin anlamsızlığında sadece ve de sadece hayatın rutin akışında yuvarlanıp gitmek olasıdır.
Bizler için ise sanat asla ve de asla “ENGEL” tanımaz!
Cevap mı?
d- HEPSİ!
Yaşarım, yaparım ve tüketirim! Var mı ötesi? Dilek Şener Karaaziz mayıs 2009 |
| |
|
| |
gezgin göşkuşağı (onursal üye)
Mesaj Sayısı : 297 Yaş : 45 Kayıt tarihi : 01/05/07
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Ptsi Haz. 15, 2009 6:40 am | |
| Harun Antakyalı' nın bolgunda ve facebook daki notlarında yayınladığı "işte ben Saygılarımla " yazısına yakından tanık olanlardanım, Bir yürek adamı nasıl yetişir. Neler yapar. çok güzel özetliyordu dugulandım, Çocukluğumun Harun'u Koca bir Harun ANTAKYALI oldu, Başarılarını, duyarlılıklarını övgü ile izliyoruz. sınırlı koşullarda Babasız büyüyen bir çocuk hayatını nasıl çizer, neler yapabilire örnektir Harun Antakyalı... doğduğun topraklardan sana selamlar olsun Harun Antakyalı, Her zaman her koşulda yanındayız. Liman sanat paylaşım bizlere başka bir kapı oldu buralardan. İyi ki Varsın | |
|
| |
gezgin göşkuşağı (onursal üye)
Mesaj Sayısı : 297 Yaş : 45 Kayıt tarihi : 01/05/07
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Ptsi Haz. 15, 2009 6:42 am | |
| | |
|
| |
wertsay mor
Mesaj Sayısı : 197 Yaş : 51 Kayıt tarihi : 25/12/06
| Konu: Geri: Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında Çarş. Haz. 17, 2009 6:40 pm | |
| | |
|
| |
| Liman Sanat Paylaşım zihinsel engellilerin sıcak yuvasında | |
|