Şair olasım var. Tüm gerçeklere de inat düşler kurasım...
Yazasım var. Tüm sanallığa da inat düşlerimin içindeki gerçekleri dile getiresim..
Uslan denizim der gibi uslan kalemim diyorum artık sana!! Üç ömürlük varlığa ömür tüketip yas tutmak da manasız zaten.
Kurtulmak istiyorum, her gece elimi açıp dua ettiğimin de beni kutsamasını..
Derin kuyuların dibindeki sessizlik nehrinde boğulmadan tadına vara, kana kana içmek istiyorum.
Her yuttuğum düşte gerçekliğe bir adım yaklaşmak, uzaklarda da olsa güneşi bir kerecik görmek istiyorum. Aya çıkmayı hedefliyorum ki daha yakın yıldızların arasında sakince dans edebileyim diye. Ama hayatımdaki yerçekimi kanununu da ezip geçemiyorum. Ezmek istesem bile ayağımı sıkıştırdığım bataklık içinde debeleniyorum gene.
Uzun sazlıklarda yolumu kaybettiğim yetmiyormuş gibi kurtarmaya gelen tekneciğe elimi bile sallayamıyorum.
Benim küçük göletim giderek okyanuslaşıyor ve ben inatla kontrolümü kaybetmeye devam ediyorum. Bir uçtan bir uca attığım iki tanecik kulacımın yeterli olmadığının farkına varsam da, çaresiz, düşman gemilerine beyaz bayrağımı sallıyorum.
Ama dünya okyanuslar kadar geniş, gerçekler de çok daha acımasız. Korumasız bir gemiye tüm mermisini boşaltacak kadar hem de...
Bu zamandan sonra ne yapabilirim ben de?
Umut kremalı neşe parçalı pastamı yedim ve şimdi güvertemdeki son tangomu yapıyorum...[/color]