GELİNLİĞİNİ GİYMİŞ ŞEHİR İLE KOYUN KOYUNA

Hava soğuk! Neden penceremi açıyorum? Soğuk hava ile bir veda piyesi hazırlıyorum sana belki de... Allah aşkına, nedir bu içimde ki donma isteği... Senin için objektif bir oyun sergileyeceğim, tek kişilik... Önce gözlerim donacak yavaş yavaş... Gözlerim de bir ölüm soğukluğu olacak... Göremeyeceksin kendini onlarda... Sonra ellerimi hissetmeyeceğim... Ve sonra sen hissetmeyeceksin onları... Fingirdek bir acı hissedeceksin buz kesmiş ellerim ellerindeyken... Öptüğün ayak parmak uçlarım donacak sonra... Yapışacak dudakların her bir hücresine... İçkili ilişkiler gibi sabaha tanımayacaksın beni... Sorumluluk almaktan kaçar bir ifade olacak yüzümde... Çok sevdiğin gülümsemem iğreti bir acıya dönüşecek gözyaşlarında... Yansımasını göreceğim siluetimin nakış nakış işlenmiş suretinde... İnzivaya çekilecek hayalim sonra yarım kalmışlığın sindiği zihninde... Beni atmak için çırpınacaksın kuş kalbinden... Kanatlarını çırptıkça sen inceden inceye, daha da derine gidecek kalbine batırdığım paslı iğne...

Korkma sakın! İltihap tutacak bensizlik sevgilim... Başka bir el gelecek ve sıkıp çıkaracak benim iğrenç hatıramı incecik bedeninden... İktidarsız bir kocadan boşanıp, çocuk sahibi olan bir anne gibi hissedeceksin kendini... İpsiz bir idam sehpasındasın şu an... Öleceğini sanıyorsun ama olmayacak... Geçici bir ölüm korkusu gibi say ayrılığımızı... Bir an ölüp dirilmek ya da evden kaçıp zengin bir aile tarafından evlat edinilmek... Hiçbir çocuk sokakta açlıktan öleceğini bilerek yuvasını terk etmez sevgilim... Hep vardır küçücük bir Hulusi KENTMEN umudu kalplerde... Ölmemiştir siyah-beyaz pos bıyıklı amca düşleri... Hayır! Sus yalvarırım... Dökülmesin güzel dudaklarından titrek bir sesle acı cümleler... Bir bilsen ne kadar da küçüksün daha... Ne kadar kırılgan kırmızı dudakların... Bırak yalvarırım... Sus ve hatıra kalsın güzel dudaklarına boşluğu dudaklarımın...



Hukuki olmayan bir boşanma yaşayacağız şimdi... Dudaklarım sende kalsın mesela... Yokluğumdan öp beni soğuk bir kış gecesi gözyaşların ısınsın... Bedenimin sıcaklığı da sana kalsın sevgilim... Sen yokken buz kesecek baştan aşağı beni zaten ihanetim... Kanun namına teslim ol sevgilim! Bu senin mutluluğun için son küstah cinayetim...Ellerime bulaştı şu saniye sevda kırmızısı kanın... Madrabaz bir oyuna düşürecek beni her gece vicdanım... Şehre kar yağdı bugün... Her yer bembeyaz oldu... Belki de hayalin geçiyordur diye gözlerimden ne dersin? Bembeyaz gelinliğini giydi şehir, içimde ki hayaline inat... Bakire bedenini aşkımıza sundu cömertçe, taze bir gelin edası ile bozulmuş düşlere inat...



Dün yanımdaydın, bugün içimdesin... Şimdi! Ya şimdi!

İçimden alıp yanıma koysam seni deliksiz bir uyku çekebilir miyim acaba gelinliğini giymiş şehir ile koyun koyuna?