Neyi istiyoruz biz? Kimi tapulamak ya da hangi duyguyu tasdiklemek istiyoruz! Dünya denen tampon devlette rapor verip duruyoruz hergün bizi üzen sevgililere... Duygularımızı parmaklayan insanlara partizanlık yapıyoruz yazdığımız aşk sloganları ile... Bizler birbirimizi seviyoruz bu sloganları okudukça; bizi sevmeyenlere inat edercesine... Paspal birer otostopçuyuz, bir çift el ya da bir çift göz ile sürülmüşüz buraya...
Orjinalliğini yitirmiş birer yedek parça gibiyiz şimdi... Ortopedik olmayan yataklarda seviştği için ağrıyan iki bel... Müzmin birer mütevelliyiz heyet dışı kalmış... Natürmort birer resimiz, ama ressamımız yok... Oysa yetenekli bir çift beyaz el de utangaç bir sanat eserine dönüşebiliriz her an... Neyi bekliyoruz hala? Bakın! Fokurduyoruz, diskalifiye edilmemiz an meselesi...
Dili tutulsun,
dili kurusun,
dili dolaşsın acımadan çekip gideni dilinden düşürmeyenin!
Dilinizi tutmayı deneyin biraz,
dilinizi yutun demiyorum çünkü;
dile kolay bahsettiğimiz şey AŞK,
dillere destan zehirsiz zemberek!