[img]
[img]
Grafiti gitti stensil geldi 4 Mart 2007
Öznur KAYMAK
Ara sokaklardaki, eski apartman duvarlarındaki esprili figürler, mesaj veren şekiller dikkatinizi çekmiştir. Bunlar elde hazırlanan şablonlar ve sprey boyayla duvara uygulanıyor. Tekniğin adı stensil. Grafiti gibi hemen her sokakta, her duvarda karşılaştığımız stensiller "sokak sanatı"nın hızla yükselen kolu. Sokağın sesini yansıtıyor, çoğunlukla da siyasi görüşleri ortaya koymak için kullanılıyor.
Türkiye’deki örnekleriyse daha esprili. Beyoğlu sokaklarındaki sinek ve Osman isimli bıyıklı adam stensilleri çok ünlü. Hatta bir ara sinek, Osman’a konmayı adet edindi, iki stensilci kapıştı. Sokaktan doğan bir akım olan stensili, yapanlardan dinledik.
Stensil, 1980’lerde yükselişe geçen "street art" yani sokak sanatı kavramının bir kolu olarak doğdu. Uygulanış tekniği farklı olsa da stensil grafitinin uzantısı. Ne de olsa ikisinin de amacı, eleştirmek ve mesaj vermek.
Stensilin dünyadaki en ünlü isimleri İngiliz Banksy ve Fransız Blek le Rat, bu tekniği siyasi tavırlarını ortaya koymak için kullanıyor. Shepard Fairey ve Margaret Kilgallen stensil dünyasının efsane sanatçıları.
Türkiye’de, stensil ağırlıklı olarak İstanbul’da, önceleri Sirkeci ve Haydarpaşa garlarında karşımıza çıktı. Şimdi Beyoğlu çevresinde duvarlar bin bir tür figürle kaplı. Sprey boyayla yaptığı işlerle tanınan Turbo lakaplı Tunç Dindaş ve Nalan Yırtmaç, Türkiye’de stensilin ustaları sayılıyor. Bonan, Ari Alpert, S2K, WYN, Flypropaganda, Kop-art lakaplarıyla bilinen stensilciler de, yeni işleriyle duvarları süslemek için sürekli sokakta. Yepyeni mizahi figürler, karakterler, hatta karikatürleri şablon baskıyla duvarlara uygulamaya devam ediyorlar.
Diğer yandan sokak sanatı grafiti, ozalit, stensil gibi kollarıyla sanat galerilerinde de kendine yer buluyor. 9. İstanbul Bienali’ne ortak çalışmalarıyla katılan S2K, Ari Alpert, Flypropaganda, WYN ve Tunç "Turbo" Dindaş, stensili sanat düzlemine taşıdı.
Grafiti sanatçıları gibi stensilciler de objektiflerin önüne çıkmayı, kimliklerini açıklamayı pek sevmiyor. İddialı işleriyle bilinmek isteseler de, gizemli kalmak onlar için çok önemli. Tren istasyonu, trafo gibi tehlikeli yerlerde çalışmak prestijlerini artırıyor. Duvarları tuval gibi görüyor ve sokak sanatının tüm kollarıyla bir bütün ve evrensel olduğuna inanıyorlar.
32 yaşındaki Ari Alpert, yedi yıldır stensille ilgileniyor. İstanbul’da, özellikle Beyoğlu sokaklarında, duvarların birçoğunu onun işleri süslüyor. Duvarlara, Osman ismini verdiği bıyıklı adam figürü baskısı yapıyor. New York doğumlu Alpert, Osman’ı yaratırken Shepard Fairey’in Kaliforniya’da başlattığı, çıkartma ve stensillerle tüm sokaklara yaydığı Obey The Giant isimli figürden etkilenmiş. O resme bir bıyık ekleyip, İstanbul sokaklarına taşımış.
Osman figürü İstanbul sokaklarında ünlenirken, Ari Alpert bu isimle bir yapım şirketi kurdu. Elektronik müzik, sokak sanatı, sokak modası gibi alt kültür öğeleriyle ilgilenenleri bir araya getirdi. Boston’da güzel sanatlar eğitimi gören, bir reklam ajansında sanat yönetmenliği yapan Alpert, geceleri stensil yapmak için sokaklara çıkıyor. Stensile tıpkı grafiti gibi kötü gözle bakıldığı için, hem de binalarının, duvarlarının boyandığını görenlere yakalanmamak için çok geç saatlerde sokağa çıktıklarını söylüyor: "Yaptıktan sonra hemen kaçıyoruz, durduk yere dayak yemek istemeyiz elbette." Alpert’e göre stensil ve sokak sanatı, sanat büroksasiyle uğraşmadan kendinizi ifade edebileceğiniz tek mecra: "Duvar, bütün dokusu ve derinliğiyle herhangi biri tarafından kullanılmayı bekleyen bir malzemedir. Herhangi bir araç kullanabilirsiniz. Yapışkanlar, ozalitler, fotokopiler, sprey boya, şablon ve hatta çocukluğumuzda kullandığımız tebeşir. Bu yeraltının sesi, burnu havada galeri küratörlerinin değil! İstanbul stensilciler için, duvarlarından fışkıran titreşimler ve ilham verici havasıyla büyük bir potansiyele sahip." Alpert şimdi İstanbul sokaklarına saklambaç oynayan çocuklar çizmekle meşgul. Bunları ozalit ve tutkal kullanarak duvara uyguluyor. Bir de Popstar’da adını duyuran Bayhan için bir çıkartma serisi hazırladı. Alpert’in çalışmalarına arialpert.com’dan göz atabilirsiniz.
Beyoğlu’nda Tünel, Cihangir çevresinde dolaşıp da, duvarlarda sinek figürlerini görmemek imkansız! Bu sinekler Flypropaganda ismiyle bilinen bir yazıcının marifeti. Kendisi ortalarda görünmeyi pek sevinmiyor. Bir ara; Ari Alpert’in Osman figürlerinin üstüne sinek stensili kondurmayı alışkanlık edindiği için araları açılmış. Grafiti dünyasında hakaret olarak kabul edilen bu hareketi aylar boyunca sürdürmüş Flypropaganda. Ari Alpert bir ara ona haddini bildirmek için sineklerin üzerine sinek ilacı figürü işlemeyi düşünmüş. Bir partide tesadüfen karşılaşmış, tanışmışlar. Aralarındaki gerginlik de böylece sona ermiş.
Stensil nasıl yapılır?
Stensilde herhangi bir resim, karikatür, fotoğrafı kullanabilir ya da kendiniz bir figür çizebilirsiniz. Elinizde renkli bir resim varsa, onu önce bilgisayarda stensil için uygun kontrast oranına getirmeniz gerekiyor. Resim siyah-beyaz hale gelip, fotokopi baskısına benzediği zaman şablon olarak kullanılmaya hazır oluyor. Resmin kağıt çıkışından şablon hazırlanıyor. Sprey boyayla erimemesi için, şablon kalıbı asetat, PVC ya da metale uygulanıyor. İşin en eğlenceli kısmıysa şablonu duvara uygulamak. Şablonu yerleştirdikten sonra en iyi sonucu almak için sprey boya 20 cm uzaktan püskürtülüyor