Fikret MuallaTürk resminin en önemli, en tanınan, en iz bırakan ressamlarından biri şüphesiz Fikret Mualla Saygı'dır. Cumhuriyet'in ilk kuşak ressamları arasında yer alan Fikret Mualla, yaşamının çoğunu sanatın başkenti sayılan Paris'te geçirmiş ve Türk resminin dünyadaki çok önemli bir temsilcisi olmuştur.1903 yılında İstanbul'da doğan Fikret Mualla, Saint Joseph ve Galatasaray liselerinde öğrenim görmüş. Yatılı olarak Galatasaray Lisesi'ne verilmesinin sebebinin, kendisini derslerine çalışmaktan alıkoyan futbol tutkusu olduğu rivayet ediliyor. Bu sıralarda annesini kaybetmesi, sanatçının üzerinde çok derin izler bırakmış. Babasının ikinci evliliğini de pek benimseyemeyince, İsviçre'ye mühendislik okuması için gönderilmiş. Ancak zamanla, resmin mühendislikten daha çok ilgisini çektiğini fark etmiş ve resim eğitimi almak için Almanya'ya geçmiş. Münih Güzel Sanatlar Akademisi'nde afiş ve desinatörlük, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim eğitimi almış.
1927'de Türkiye'ye döndüğünde, mezun olduğu Galatasaray Lisesi'nde ve Ayvalık Ortaokulu'nda kısa bir dönem resim dersleri vermiş. Bir süre sonra da kendisini İstanbul'da bulmuş. Paris'e gitmeden önce burada geçirdiği zaman içinde çalışmalarını sürdürmüş. 1939 Uluslararası New York Fuarı Türk Pavyonu için Abidin Dino'nun ricası üzerine 'İstanbul' konulu otuz kadar tablo yapmış.
1938 yılında babasını kaybeden Fikret Mualla, ondan kalan miras ile Paris'e giderek yerleşmiş. Bu sıralarda Fransa'da
Edvard Munch ve
Wassily Kandinsky gibi ressamların temsilcisi olduğu
ekspresyonizm akımı gündemde olduğundan, ressam da bu anlayıştan etkilenmiş.
Ancak Fransa'nın II. Dünya Savaşı'na girmesi ve işgal edilmesi nedeniyle çok zor zamanlar baş göstermiş ve Fikret Mualla da herkes gibi zor zamanlar geçirmiş. Hatta bu dönemde tablolarını çok düşük fiyatlara satmak zorunda kaldığı söylenir.
Şehirleri resmetmeyi seven ressam, İstanbul'da yaptığı gibi Paris'te de şehrin insanlarını, sokaklarını, kafelerini resimlerine taşımış. Renklerle oynamayı seven sanatçının,
Henri Matisse'in renk kullanımından çok etkilendiği biliniyor.
Guvaş, suluboya ve pastel malzemelerini resimlerinde sıkça kullanan Fikret Mualla'nın Paris sanat ortamında tanınması biraz zaman alsa da bir süre sonra hak ettiği noktaya geldiğini söyleyebiliriz. Örneğin Picasso'nun Fikret Mualla'nın resimlerini övdüğü, hatta bir resmini satın aldığı ve kendi çalışmalarından birini de ona hediye ettiği biliniyor.
1954 yılında Paris'te ilk kişisel sergisini açan Fikret Mualla, başarılı çalışmalar yapmaya devam etmiş. İlerleyen zamanlarda çeşitli sağlık sorunları yaşadığında, sanatseverlerden çok yardım görmüş. Özellikle 1950'lerin sonunda tanıştığı koleksiyoner Madam Angles, 1962 yılında felç olan ressamın bakımını üstlenmiş ve tüm ihtiyaçlarını karşılamış.
Fikret Mualla 20 Temmuz 1967'de Fransa'da hayata veda etmiş ve Paris Kimsesizler Mezarlığı'na gömülmüş. Bu iç burkucu durum nihayet 1974'te çözüm bulmuş ve kemikleri getirilerek Karacaahmet Mezarlığı'na gömülmüş. Paris'te açık artırmaya çıkarılan resimleri ise devlet tarafından satın alınmış ve Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde bir Fikret Mualla Salonu oluşturulmuş.
Fikret Mualla'nın resimlerinde iç dünyasının etkilerini ve şiirsel bir anlatım yansıttığını görmek mümkündür. Popüler akımlara kendini çok fazla kaptırmak yerine daha kişisel çalışan ressam, kendi hislerini ve yaşamın gerçeklerini resme aktarmayı seçmiştir.
Fikret Mualla'nın başlıca eserleri arasında 'Oturan Adamlar', 'Kafe', 'Marsilya'da Fransız İşçileri Bir Kahvede', 'Haliç ve Süleymaniye', 'Paris'te Bir Sokak', 'Baloncu' ve 'Balıkçı' sayılabilir.
Ressamın bunların dışında da pek çok çalışması bulunuyor. Örneğin 'Lüküs Hayat', 'Deli Dolu', 'Saz Caz' gibi operetler için kostümler çizmiş, [url=http://www.gezgin.com/?t=defter&baslik=nazım hikmet]Nazım Hikmet[/url]'in 'Varan 3' isimli şiir kitabını resimlemiş.Yeni Adam Dergisi için desenler hazırlamış, Ses Dergisi için çizimler yapmış.
Edebiyata yatkınlığı da bilinen ressamın yine Ses Dergisi'nde yayımlanmış 'Masal' ve 'Üsera Karargâhı' isimli iki öyküsü, 1932'de yazdığı 'Şiller (Schiller)1759-1805, Hayatı ve Eserleri' isimli bir de kitabı var.