Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..

Aşağa gitmek 
+14
LiMaN
taziko
vasko
rose
gezgin
renkuçuran
kaanka68
astralcat
mustafa
fnd06
destinaburcu
3r3n
mikrocip
a.s.l.i.i.s.i.k.s.a.l
18 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3
YazarMesaj
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 29/12/06

...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..   ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi Şub. 04, 2008 2:04 pm

Esir iken mümkün müdür ibadet
Yatıp kalkıp ******'e dua et:
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakin unutma
******'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz. (Neyzen Tevfik)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
taziko
göşkuşağı (onursal üye)
göşkuşağı (onursal üye)
taziko


Mesaj Sayısı : 455
Kayıt tarihi : 22/12/06

...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..   ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Icon_minitimeÇarş. Şub. 13, 2008 6:33 am

SEÇİM HİLESİ


Profesyonel Satışçı olmadan önce 7 yıl bilgisayar programcılığı
yaptım.Bu donemde öğrendiğim en önemli kavram sudur; sanal ortam
literatüründe imkansız benzeri bir kavram asla yoktur.Bir bilgisayar
programcısının yaptığı engelleme, şifreleme benzeri olağanüstü olan
bir güvenlik yazılımı, diğer bir programcı tarafından rahatça
kırılabilir,kilitleri açılabilir, verileri değiştirilebilir. Bir atasözü
vardır hani -el elden üstündür- der. Bu söz sanal ortam için çok
uygundur.Bir programcı çözemez ise başka bir programcı mutlaka çözer
istenen problemi.

Son genel secim sonuçlarının hiçbir zaman hilesiz,normal sonuçlar
olduğuna inanmadım. Yıllardır tek parti hükümeti görmemiş
ülkemizde,milyonlarca insanin meydanlarda toplanarak tepki gösterdiği
bir partinin böylesine büyük bir oy farkı ile iktidara gelmiş olması
mümkün olamazdı.
Bu konuda, açıklayıcı olduğunu düşündüğüm bir alıntı gönderisi aldım
ve sizlerle de paylaşmak istedim.

22 TEMMUZ SEÇİMLERİNİN SONUÇLARI
BİLGİSAYARDA NASIL DEĞİŞTİRİLDİ....

22 Temmuz sonuçlarını AKP'nin ve Erdoğan'ın kendisi de
beklemiyordu çünkü bu secim sonuçlarını değiştirme sahtekarlığı
onlardan habersiz yapıldı, sadece halk ve AKP bu
secim sonucuna Tarhan Erdem'in
sözde anket sonuçlarıyla psikolojik olarak hazırlandı.
Türkiye genelinde Türkiye toplamının %25 oyları secimin
bitmesinin ilk bir
saatinde merkez bilgisayarı üzerinden tamamen AKP'ye aktarıldı
ve AKP secime %25 oyla baslarken diğerleri sıfır oyla başladı ve
sonra normal dağılıma bırakıldı.
Bu yüzden AKP'nin gerçek oyları %47 değil % 22-%28' arasındadır.
Bunun en büyük kanıtı da benim ve birkaç arkadaşımın incelediği
tüm YSK
sonuçlarında hiçbir sandıkta AKP oyunun %25 altına düşmemesidir.
Yani Türkiye'nin her sandık bölgesinde dört kişiden en az
birinin AKP'ye
oy vermesi mümkün mudur?
Özellikle Çankaya'da, Alsancak'ta ve diğer tüm ******çü ve
milliyetçi
sandık bölgelerinde ve şehirlerinde, kasabalarında, semtlerinde,
köylerinde. HAYIR mantık olarak kesinlikle mümkün
değildir.
Secimden emperyalist güçlerin
istediği sonuçlar cıktı, Türkiye'nin verdiği
oylar değil !

SECİM SONUÇLARI NASIL DEĞİŞTİRİLDİ?

Secim sonuçlarının hızlı bir şekilde duyurulmuş olması 22 Temmuz
seçimlerinin sonuçlarına gölge düşürmek için yeterli mi?
Ya da YSK'nin bu
secime kısmi bir bilgisayar sistemi ile girmiş olması?
Bizce yeterli. Özellikle gizli servislerin dünyada birçok
secime müdahale
ettiği gerçeğini göz önüne alırsak ve bazı güçlere
Gore bazı ülkelerin
kaderini insanlarının demokrasi kandırmacası altında attıkları
oylarının secim sonucunu hakli olarak değiştirebilmesinden
haksiz olarak değiştirmek daha akıllıca ve daha önemli ise
ve o ülke diğer
büyük bir ülkenin planlarının bas aktörü olarak
yaralıyorsa sadece
ve sadece bu nedenden dolayı bile yeterlidir.
İste biz yukarıda saydığımız bu olasılıkları inceleyip su
sonuca vardık.
Gizli servislerin seçimleri etkilemeleri 1948 İtalya
seçimleriyle
başladı, daha sonra Türkiye'de 1954 yılında Menderes'le
devam etti
ve birçok ülkede yapılan ve yapılmaya çalışılanlardan sonra
bugünlere gelindi. Bugün seçimlerin sonuçları değiştirmek
bilgisayar ortamında daha kolaydır.
Türkiye'deki secimde
hilenin nasıl yapıldığını su anda son aşamasında
inceledik ve secim gecesinde tahmin ettiğimiz gibi hile
yapıldığı olasılığı çok yüksektir ve bazılarının dışında
bu müdahale yapılırken kimsenin ruhu da ne yazık ki
duymadı, hatta AKP'liler de hilenin nasıl olduğunu
bilmedikleri için secimde basarili olduklarını zannettiler.
Su anda secim sandık sonuçlarının çoğunluğunu tek tek
kontrol ettik ve
yüzdelerini dikkatle inceledik, bulgular tam tahmin
ettiğimiz gibi,
sonuçlar bilgisayarda saat 5:30'da ilk secim soncularının
gelmeye başladığı zaman il il değiştirildi, AKP secime %25
fazla oyla
başladı, elimizde tüm sandık sonuçlarının imzalı belgeleri
olsa yapılan hile hemen görülebilir.
Su ana kadar gördüğümüz durum AKP'nin hiçbir sandıkta %25 altına
düşmemesidir. Her sandıktan en az %25 AKP'ye oy çıkması mümkün
mudur? Hayır çünkü çok partili demokrasilerde her
bölgeden ayni şekilde oy çıkması matematiksel olarak milyonda
bir olasılıktır ve mantıksal olarak mümkün değildir.
Peki bu %25'e tekabül eden
yaklaşık 7- 8 milyon oy
nereden ortaya çıkmıştır? Nüfus kütükleriyle seçmen kütükleri
arasındaki 7 milyon farktan mi; yani muhalefet oylarının bir
kısminin yok edilmesinden mi? Yoksa diğer partilerin
oylarının secimin ilk bir saatinde sıfırlanıp AKP'ye
aktarılması ve secimin diğer partiler %0 ile baslarken AKP'nin
%25 ile başlaması mi? Her ikisi de mümkün. Fakat bir gerçek var
ki kesinlikle gözardı edilemez.
Secimin ilerleyen saatlerinde oyları düsen bir partinin(AKP) %25
ile başlayıp secimi kaybetmesi imkansızdır.
İste hile de buradadır !
Hilenin sekli: Bizim basından beri tahmin ettiğimiz bu sekil sandık
secim sonuçlarıyla bu iddiamızı tamamen güçlendirdi.

Secim sonuçları YSK merkez bilgisayarından, Cihan (Fetullah' in)
Haber ajansı aksam 6 dan sonra ilk secim sonuçlarını açıklamadan önce,
ilk secim sonuçlarının gelmeye başladığı saat 5:30 civarında 15-
20 dakika bir görevli tarafından değiştirildi veya hack edildi
ve AKP %25 oyla secim yarısına baslarken diğerleri de % 0 oyla
başladı ve saat 6:00-6:30 arası o ana kadar alınan
sonuçların Türkiye'nin %50 'si olduğu ilan edildi, bu
ayarlamadan sonra AKP'nin oyları düşse de diğerlerinin yükselse
de AKP'nin secimi kaybetme ihtimali yoktu ve plan AKP'nin en az
367 milletvekili çıkaracak kadar yani Türkiye'nin
en az %50 oyunu alabilecek şekilde yapıldı, oysaki ileriki
saatlerde
sonuçlar açıklandığından müdahale yapılamadı ve bu yüzden
AKP'nin oyları düşmeye ve CHP, MHP'nin oyları yükselmeye
başladı, GP ve DP'nin oyları da sıfırdan başladığından
oyları yükselse bile %10
barajını asma olanakları yoktu. Mantıki ve matematiksel olarak
secim
sonuçlarında ilk bir saatte Türkiye'nin %50 oyunu almayı
basarmış bir parti diğer yüzde ellilik oylar da okunduktan sonra
daha da yükselmesi gerekmektedir. Fakat öyle olmadı, merkez
bilgisayarı
sonuçlarına ilk bir saatte müdahale secimin sonucunu AKP lehine
tamamen değiştirdi. Dikkat ettiyseniz web sitesindeki secim
sonuçlarındaki pdf. dosyalı
dokumanlar Excel veya Access programından çıkma, yani ana
dokumanda
yapacağınız bir değişiklik otomatikman diğer tüm il ve sandık
sonuçlarını değiştirebilir, sandık secim sonuçları
fotokopi (scan) yoluyla pdf dosya programı yapılmamış bu da
şüphelerimizi tamamen
doğruluyor.
Bakiniz İzmir'de AKP'nin CHP ile ayni sayıda oy alıp 5 er milletvekili
çıkarmaları olanaksızdı fakat ilk bir saatte müdahaleden
dolayı AKP'nin (%25 + gerçek değer) olarak değiştirilen
oyları müdahale sonrası normal oyların gelmesiyle %30'a kadar
geriledi.
Yani tüm Türkiye sonuçlarına müdahale olmasa AKP'nin gerçek
oyları gerçekte %22+%6 veya %8=%28 veya %30 civarında olacaktı.

CHP ve MHP ve diğer partilerin oyları gerçekte ortalamada
bir bucuk
katlarına yakindi. CHP özellikle İzmir'de 1 milyon seçmen
üzerinden oyların %60'ini alıp 5 milletvekili yerine 8-9
milletvekili çıkaracaktı ve AKP'nin İzmir'deki toplam oy oranı
%13 olarak çıkacaktı.

Ayni oranı Türkiye'ye uygularsak AKP'nin gerçek
milletvekili sayısı 190, CHP'nin 190 ve MHP'nin ise 150 olacaktı.

Artik eskisi gibi sandıklarda hile yapmaya gerek yok, basit bir
bilgisayar müdahalesi bir ülkenin kaderini iste böyle çizebiliyor.

Bu konuda tek izlenecek yol; Anayasa mahkemesinin huzurunda tüm
imzaları kontrol edilmiş sandık seçmen kağıtlarındaki seçmen
sayılarının ve sandık secim sonuçlarının YSK elektronik
kayıtlarıyla tek tek karsılaştırılması...

YSK bunu yapabilir fakat yapmıyor (hatta sandık dokümanlarının
aralarından 100 adedini seçip fotokopya yoluyla ellerindeki
elektronik dokümanlarla birlikte web sitesine koyabilir ve
karsılaştırma bu şekilde yapılabilir fakat bunu
yapmıyorlar ve sandık sonuçlarını
elektronik dokuman halinde web sitesine koyuyorlar, koymaları
gereken
fotokopya dosyası (pdf) halinde imzalarla birlikte gerçek sandık
dokümanlarıdır elektronik dokumanlar değil).

Endişelendiğimiz nokta yakında birileri bu isin
üzerine gidebilir ve gerçek ortaya çıkar diye merkeze getirilen
sandık resmi belgelerini elektronik kopyaları var mazeretiyle imha
yoluna bile gidebilir...
Bu e-postayı lütfen
ulaştırabileceğiniz en fazla kişiye iletin..
Bir şeyler yapılmalı ve bir
yerden başlanmalı çok geç olmadan...
LÜTFEN..




--
haz(R)eti
SİLAH ELİMİZDE DEĞİL BEYNİMİZDEDİR

Silah elimizde degil, beynimizdedir

--
A.Necati YEŞER
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 29/12/06

...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..   ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Icon_minitimeÇarş. Şub. 13, 2008 12:53 pm

Türk Telekom, Arap'ın.

Telsim İngiliz'in.

Kuşadası Limanı İsrailli'nin.

İzmir Limanı Hong Konglu'nun.. .

Araç muayene işi Alman'ın.

Başak Sigorta Fransız'ın.

Adabank Kuveytli'nin.

İETT Garajı Dubaili'nin.

Avea Lübnanlı'nın.

Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık.. Ermeni...)

Rakı , Amerikalı'nın.

Finansbank Yunanlı'nın...

Oyakbank Hollandalı'nın.

Denizbank Belçikalı'nın.

Türkiye Finans Kuveytli'nin.

TEB Fransız'ın.

Cbank İsrailli'nin.

MNG Bank Lübnanlı'nın.

Alternatif Bank Yunanlı'nın.

Dışbank Hollandalı'nın.

Şekerbank Kazak'ın.

Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.

Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.

Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.

Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.

Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.

Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.

İzocam, Fransız'ın.

TGRT(Fox) Amerikalı'nın.

Demirdöküm Alman'ın.

Döktaş Fransız'ın.

Süper FM Kanadalı'nın.

Hepsi TÜRKtü.
Sadece 4.5 yıl önce.
...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 7095131_ceac89f71198772266_m
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vasko
Moderator
Moderator
vasko


Erkek
Mesaj Sayısı : 919
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 29/12/06

...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..   ...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN.. - Sayfa 3 Icon_minitimePtsi Mart 10, 2008 10:15 am

Eski Tahran Büyükelçisi Korkmaz Haktanır'ın eşi Handan Haktanır'dan uyarı var:

"İran'da örtü okula sinsice girdi; 3 yılda herkes örtündü"

Önceki gece NTV'de akademisyenlerle türbanı tartışıyorduk, ki internet adresimize bir mektup düştü.
Tahran'da yaşamış, "adının açıklanmasını istemeyen" bir diplomat eşi, İran'daki örtünme konusundaki deneyimini aktarıyor, Türk kadınlarını uyanık olmaya çağırıyordu. İsmi kontrol ettik; doğruydu.
Mektup, 1991-94 yılları arasında Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği'ni yapan Korkmaz Haktanır'ın eşi Handan Haktanır'dan geliyordu.Yayında isim vermeden, mektuptan bölümler okudum.
Yayından sonra da kendisine ulaşıp mektubun tamamına bu köşede yer vermek için iznini istedim.
İşte Handan Haktanır'ın "türban uyarısı":

"Ruj süreni sopaladılar"
"Tahran'da görev yapmış bir diplomatın eşi olarak, türban konusunda düşündüklerimi bir iki cümleyle ifade etmek isterim:
Tayin yerimiz olan Tahran'a uçağımız inerken 'hicab'ımı başıma geçirdiğimde kendimi şöyle teselli ediyordum:
'Nasıl olsa burası benim ülkem değil. Birkaç yıl dişimi sıkar katlanırım. Çok şükür ki biz ****** kızlarıyız ve böyle şeyler bizim başımıza gelmez.'
Tahran'daki görev süremiz boyunca (gayrimüslimler de dahil olmak üzere) 'hicab'sız dolaşan tek bir kadın görmedim. Bir yabancı diplomatın eşi, şapka takarak bu yasağı delmeyi denedi, ancak devrim polisleri kendisini derhal ikaz ettiler.
Bir başkasının eşi ruj sürdüğü için karakola alındı ve ellerine sopalarla vuruldu. Bu hanım bir keresinde 'Eğer Müslümanlık buysa, Hıristiyan olduğum için çok şanslıyım' demişti.

"Süreç 3 yılda tamamlandı"
"Tayinimizin ilk günlerinde İranlı hanım dostlarım bana sürekli olarak Türk kadınlarının dikkatli olmalarını ve erkeklerin bilinçaltındaki güvensizlik duygularından ve endişelerden kaynaklanan bu uygulamanın, sinsice ve adım adım geldiğini söylüyorlardı.
Bir gün okullarına gittiklerinde kapıda 'Bundan böyle hicabsız derslere giremeyeceklerine' dair bir kâğıt bulmuşlardı.
Dedikleri kadarıyla, sürecin tamamlanması üç yıl almıştı. Ondan sonra ise çok geç olmuştu.
İtiraz edenlerin sayısı giderek azalmış, sonuçta yıllar sonra bu ortam içine doğan kızlar için 'hicab'lı olmak son derece doğal ve yerine getirilmesi gereken bir şart olarak algılanmaya başlanmıştı.
Bu uyarıları ben o zaman masal dinler gibi dinlemiştim. Evet, ben de onlar gibi giyiniyordum, ama bu benim değil onların sorunuydu. Bizim ülkemizde böyle şeyler olmazdı.

"Rüyamda korkuyordum"
Ancak, bir süre sonra vestiyerden 'hicab'ımı alıp taktığımı, ancak sokağa çıktıktan sonra fark ettiğimin ayırdına vardım. 'Hicab', benim için de artık bir refleks haline gelmişti.
Öyle ki, bazen rüyalarımda bile kendimi başı açık olarak gördüğümde korkuyla uyanıyor 'Devrim polisleri geliyor, ben ise hicabımı takmamışım' diye paniğe kapılıyordum. İşte o zaman, 'hicab'ın aslında buzdağının görünen parçası olduğunu; asıl amacın, kadının ezilmesi, kontrol altına alınması ve korku altında yaşayan, ikinci sınıf insanlar olduklarına inandırılması olduğunu anladım.
O nedenle Türk kadınlarının çok dikkatli olması ve son derece masumane bir şekilde, özgürlük adı altında gelen bazı uygulamaların, ileride çok daha baskıcı bir rejimin ayak sesleri olabileceğini asla akıllarından çıkarmamaları gerekmektedir.
En içten saygılarımla..."



http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=6096
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
...OYUNUZU BOŞA HARCAMAYINN..
Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Akademik Forumlar :: Siyaset-
Buraya geçin: