arkadaşlar Nihat Abiyle yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşmak istedim... Çok mütevazi ama bir o kadar sağlam bir söyleşi çıktı... Nihat Abiye yaraşır...
Konu: Geri: Nihat KEMANKAŞLI Ptsi Haz. 09, 2008 4:28 am
tşk. gizem
nazlıeylül gri
Mesaj Sayısı : 11 Yaş : 56 Kayıt tarihi : 17/05/07
Konu: Nihat Kemankaşlı sergisi Çarş. Ara. 24, 2008 8:29 am
NİHAT KEMANKAŞLI Sergisi
19 Aralık 2008 – 16 Ocak 2009
ArtPark Gallery
Turgut Reis Cad. Altındağ Mah. No: 6/12 ANTALYA
Ressam Nihat Kemankaşlı’nın resim sergisi 19 Aralık ta Antalya’da ArtPark Galeride sanatseverlerin ilgisine sunuluyor. 19 Aralık 2008 – 16 Ocak 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek olan sergide sanatçının 2008 yılında ürettiği yeni çalışmaları yer alıyor.
Turgay Kantürk Nihat Kemankaşlı için yazdığı bir yazıda, “Kimi zaman yalınlaştırılmış, indirgenmiş ya da minimal bir ezgi kadar ‘pür’ sayılabilecek işler üretmekten çekinmeyen bir tavır barındırıyor kemankaşlı’nın resimleri. Kimi zaman da tüm bu saydığımız özellikleri koruyarak oluşturduğu biçimleri bir araya getirmekten çekinmiyor. Birer figür gibi okunmasını(şahsen benim de) talep ettiğim biçimleri yan yana ya da karmaşık(mış) gibi görünen bir düzenle bir araya getirmekten söz ediyorum. Kemankaşlı’yı benzerlerinden ya da farklı olduklarından ayıran en önemli noktaya geliyoruz böylece; resmin ya da resminin en küçük elemanlarından başlayarak bütüne ulaşan, ulaşmayı amaçlayan bir çaba onun ki. Günümüz resminin yığın ve yığıntılarından oluşan çizgisel, boyasal ve figüründen ısrarla uzak durmak, diyebiliriz tüm resimlerinin ortak noktasına” diyor.
Bugüne kadar birçok önemli sergi ve projelere davet edilen sanatçı 6. kişisel sergisini Antalya’da gerçekleştirecek. Nihat Kemankaşlı 1971 yılında Balıkesir’de doğdu. 1994 de Hacettepe Üniversitesi GSF resim Bölümüne girdi. 1995 yılında Marmaris Posiedon Hotel’in havuz duvarına ilk duvar resmi çalışmasını yaptı. 1996 yılında Ankara’da TEM 459 grubu’nun ilk sergisini Ankara’da Dam galeride yaptılar. 1997-1998 yıllarında yine proje kapsamında Otobüs üzerine uygulama(Gölbaşı Belediyesi) ve Duvar resmi(Hacettepe Üniv. Fransız Dili ve Edebiyatı) çalışmaları yaptı. 1998 yılında “Cumhuriyetin 75. Yılına Armağan” sergisine davet edildi ve en genç sanatçı olarak yer aldı. 1999 yılında Prof. Veysel Günay atölyesinden mezun oldu. 2000 yılında Ankara Siyah Beyaz Sanat Galerisinde ilk kişisel sergisini açtı. 2001 yılında “SİYA” dergisinde “Kübizm” “Ekspresyonizm” “Sürrealizm” “Avrupa’da Savaş Sonrası Sanat” adlı makaleleri yayınlandı.2000 yılında Ankara Siyah Beyaz Sanat Galerisinde ilk kişisel sergisini açtı. 2003 yılında Fransız yazar Raymond QUENEAU’nun Biçem Alıştırmaları, Zorlu Bir Kış ve Zazie Metro’da adlı kitaplarının kapaklarını resimledi. 2006 yılında oyuncu Pelinsu PİR ile yaptığı Türk Tiyatrosu üzerine söyleşi KADINCA dergisinde, 2007 yılında oyuncu levent TÜLEK ile yaptığı söyleşi Future dergisisinde yayınlandı.2001 - 2005 yıllarında Kargart galerinin geleneksel “Kargaşa” konseptli sergilerine davet edildi, Kavramsal ve Vidoart işlerini sergiledi. Katıldığı önemli sergiler arasında Beral Madra’nın düzenlediği “Resim bir itiraftır” ve Ferhat Özgür’ün düzenlediği “Yaşamın içine yolculuk” ile “Nesne Ben” adlı konsept sergiler sayılabilir..
Sanatçının 19 Aralık’ta Artpark geleri de açılacak olan sergisinde yer alan 25 resim, tuval üstüne yapılmış karışık teknikle oluşturulmuş. Sanatçı çalışmalarını İstanbul’da ki stüdyosunda sürdürmekte olup aynı zamanda İstanbul Aydın Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Kemankaşlı’nın resimlerine online olarak göz atmak isteyenler için kişisel internet sitesi de bulunuyor. www.nihatkemankasli.com adresindeki siteye girerek sanatçının son işlerine göz atabilirsiniz.
Artpark Gallery
Altındağ mah. Turgut Reis cad. 147. sokak No: 6/12 Antalya Telf: 0242 2480410 Faks: 0242 2480211
ayhanutas sarı
Mesaj Sayısı : 20 Yaş : 44 Kayıt tarihi : 24/02/07
Konu: Geri: Nihat KEMANKAŞLI Ptsi Ocak 19, 2009 10:30 am
nihat kemankaşlı...artpark galeri antalya 2008.2009
gizem sarı
Mesaj Sayısı : 26 Yaş : 43 Kayıt tarihi : 16/05/07
Konu: Geri: Nihat KEMANKAŞLI Cuma Şub. 27, 2009 7:16 am
Nihat Kemankaşlı'nın Gazanfer Özcan için yazdığı dokunaklı yazı
21 Şubat cumartesi sabahı eşim ile kahvaltı yapıyoruz, derken bir an gözümüz televizyona kaydı; Gazanfer Özcan’ın cenazesinden enstantaneler. İkimizde pür dikkat izliyoruz. Çayı, zeytini, peyniri bıraktık, boğazımız da bir düğüm; bu düğümü çözmenin en kolay yolu birkaç damla gözyaşı. Bunu da hayat öğretti bize. Öfkeleniyoruz belli ki içten içe. Herkes cenazeye gelmiş. Kimi ararsan orada. Son oynadığı dizinin(Avrupa Yakası) yapımcısı, yönetmeni, senaristi, oyuncuları, eş dost, herkes ama herkes orada.
Okan Bayülgen’in dediği gibi “biz sanatçılar ekmek yemiyoruz bu işten, fırının tümünü yiyiyoruz” diye bahsettiği, banka hesapları kabarık birçok ünlü orada… hüngür hüngür ağlamacalar.
Biz neden ağlayamıyorduk, neden çözemedik boğazımızda ki bu lanet düğümü. Nedenini kısaca anlatayım size: Bu toplum bu filmi o kadar çok izledi ki ve izlemeye de devam ediyor. Hikaye hep aynı; Sinemaya, Tiyatroya, sanatın her dalına yıllarını veren Gazanfer Özcan gibi gerçek sanatçılar (İvedikleşmeyenler), hayata gözlerini yumduklarında, tüm dostlarının, arkadaşlarının ağzında bildiğimiz kelimeler dolaşır: “Onun gibi bir üstad bir daha gelmez, çok iyi insandı, büyük sanatçıydı” vb… Bakın tüm dostları, arkadaşları sözü çok önemli burada. Çünkü o son görev anında medya mikrofonu sanatçı dostlarına ve arkadaşlarına uzatır. 60 yıldır onu alkışlayan Halka değil…
Diyor ki Gülse Birsel: “Gazanfer Özcan’ın vergi borcu son dönemde çok yüksek(yüksek dediği 500 bin TL) meblağa ulaştı, devlet bari faizini almasaydı” vb… Bir diğeri Rutkay Aziz ise yıllar önce ‘Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan’ tiyatrosuna borcundan dolayı verilmeyen ödenekten, ödenmeyen bir meblağdan 50 bin TL bahsediyor ve devlete isyan ediyor. Yahu geçin bunları. Bu devlet sanata ve sanatçıya ne zaman destek oldu. Ne devleti, ne sanatı.
Soruyorum şimdi Gülse Birsel’e, 11 Şubat 2004 yılında başladığın ve 5 yıldır reyting rekorları kıran “Avrupa Yakası” dizisi boyunca hiç mi haberdar olmadın, en değerli oyuncunun vergi borcundan ? Ve ne yaptın? Düşünemediniz mi tüm dizi oyuncuları sadece bir bölüm parası almayıp Gazanfer Özcan’ın borcunun kapanması için bir adım atmayı? Çok mu zor du bu? Para çok mu tatlıydı.. Ya da reklam gelirlerinin sadece bir kısmını, borcu kapatmak için aktarmayı? Yapımcınız Sinan Çetin düşünemedi mi? Hadi paranız kıymetli, bari yardım gecesi düzenleseydiniz? Bu da mı zordu?
Bakın, Doğan Holding ile Kızılay’ın ortaklaşa düzenlediği Gazze’ye yardım kampanyasına binlerce kişi destek verdi. Bağış kampanyasında, 2 saatte 4,5 milyon TL toplandı. 2 Saatte 4,5 milyon TL den bahsediyorum. Gazanfer Özcan’ın vergi borcu Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in 19 Şubat 2009 da ki yazısından okuduğuma göre 2009 yılı itibariyle sadece 500 bin TL.
Bu halk, 60 yıldır Gazanfer Özcan’a sevgisini ve saygısını eksik etmedi. Mademki sanatçı dostlarından ve arkadaşlarından fayda olmadı ve gördüğüm kadarıyla vicdanları da çok rahat, Türk halkı, devletinin ve sanatçı dostlarının yapamadığını en iyi şekilde ve fazlasıyla yapar ve yapacaktır da.
Sözlerimi Yılmaz Özdil’ in Hürriyet gazetesinde, 19 Şubat 2009 tarihli köşesinde ki yazısını olduğu gibi yayınlayıp bitiriyorum. Ağzına sağlık Sayın Yılmaz Özdil…
Peki, bizim ona borcumuzu kim ödeyecek? Sene 2002... AKP iktidar oldu. Eşi hastalandı o sene... Acayip masraf çıktı. Üstüne kendi hastalandı. By-pass oldu. İki defa. Doktora para... Hastaneye para... İlaca para... Vergisini ödeyemedi. 30 bin lira. Faiz, faiz, faiz... Oldu, 300 bin lira! Başbakan'a gitti, anlattı. Başbakan dinledi, notlar aldı. Hikáye... Sene geldi 2009'a. Borç oldu, 500 bin lira! "Ne olacak bu işin sonu?" dediler... Şunu dedi:
"78 yaşındayım, devletimize milletimize hep hürmet ettik, mahcup oluyorum. 78 yaşında hálá çalışıyorum, mecburum, kazandığım parayı komple vergi borcuna yatırıyorum, mesela geçen yıl 110 bin lira yatırdım, sadece faize gitti, anaparadan bile düşmedi. Eşime, dostuma, çocuklarıma karşı hep rol yapıyorum; neşeli görünmeye gayret ediyorum. Hayatım boyunca Anadolu'yu karış karış gezdim, yurtdışında devletimi milletimi temsil ettim, borcum nedeniyle seyahat yasağı kondu, oğlumuz İngiltere'de, gidip göremiyoruz. Çok ağır geliyor... Büyük üzüntü içindeyim, yaşımız da kemale erdi, vaktimiz yaklaşıyor, bu gidişle öbür tarafta rahat edeceğiz... Aslında, öbür tarafa gidenlere gıpta ediyorum."